2006 yılında Türkiye’de ilk kez konuşulan arabuluculuk sistemi 2012 yılında kabul edilmiş ve Adalet Bakanlığı bünyesinde yer açılmıştır. Yıllar içerisinde arabulucuların kattığı faydalar göz önüne alındığında arabuluculuğun belirli başlıklarda zorunlu olarak görev alması tabi tutulmuştur. Yani bazı davalarda arabuluculuk sisteminden yararlanmak bir tercihken, bazı davalarda zorunluluktur. Öyle ki günümüzde birçok konu arabuluculuk sürecinden sonra dava açılmasını şart koşar. Örneğin; iş ile ilgili bazı konularda zorunlu arabuluculuk hizmetinden yararlanılmalıdır. Aksi takdirde dava açma isteği iptal edilir.
Arabulucuları taraflar seçer. Herhangi bir güven problemi yaşanmaması için arabulucunun kim olması gerektiğine taraflar karar verir. Seçilen arabulucu, taraflar ile tek tek görüşebildiği gibi bir arada da görüşebilir. Arabuluculuk toplantısında tarafların avukatları ve yakınları da yer alabilir. Arabulucu bu tarz konularda hakem görevi üstlenir. Kimseye ayrımcılık yapmadan tarafları dinler ve tarafların uzlaşmasını sağlar.
Zorunlu Arabuluculuk Hangi Konularda Şart Koşulur?
Türkiye’de görülen davalarda arabuluculuk sisteminin ne kadar çok faydası olduğu birçok kez ispatlanmıştır. Aralarında alacak verecek gibi konularda sıkıntı yaşayan kişiler dava açmadan da arabuluculuk sistemi ile de çok kolay bir şekilde anlaşabilir.
Arabulucu mahkeme süreci başlamadan önce tarafların uzlaşmasını sağlar. Bu uzlaşma tarafların anlaşması ile sonuçlanırsa dava açılmadan yazılı bir metin yazılır. Bu metin taraflara okutulur ve tarafların imzalanması istenir. Böylelikle dava süreci başlamadan arabuluculuk sistemi ile anlaşmaya varılır. Zorunlu arabuluculuk tüketici uyuşmazlığında şart koşulmuştur.
Yani arabuluculuk sisteminden yararlanılmadan dava başvurusu yapılması mümkün değildir. Bunun yanı sıra ticari davalarda, kıdem tazminatı, işe iade davaları, fazla çalışma mesai ücreti davaları, işçi ve işverenin birbirine hakaret etmesi gibi konularda zorunlu arabuluculuk şartı aranır.
Arabuluculuk Toplantısına Taraflardan Biri Katılmasa Neler Olur?
Zorunlu arabuluculuk sisteminde her iki tarafta belirlenen saatte ve yerde bir araya gelerek uzlaşmaya varılması hedeflenir. Peki, taraflardan birinin bu toplantıya katılım göstermemesi durumunda neler yaşanır?
Eğer taraflardan biri toplantıya katılmazsa arabuluculuk sistemi yerine getirilmemiş olur. Bu süreçten sonra her iki taraf dava açabilir. Dava sonucunda toplantıya katılmayan kişi davayı kazansa da arabuluculuk hizmeti karşısında istenilen ücretleri kendisi öder. Yani tarafların anlaşamadığı dava süreci sonuçlandığında arabuluculuk toplantısına katılmayan kişi haklı olduğuna mahkeme kararı ile belirlense dahi toplantıya katılmadığı için arabuluculuk hizmet bedelini ödemek zorundadır. Bu durumlar mazeret durumları için geçerli değildir. Toplantı başlamadan bir süre önce taraflardan en az biri makul bir mazeret bildirirse toplantı ertelenir.